Ne Oldu Bize?

Ne Oldu Bize?

NE OLDU BİZE?

Ne oldu bize?
Neşemiz, gülüşlerimiz, sevinçlerimiz...
Gözlerimizdeki şenliğimiz, hafif tebessümlerimiz...
Sanki hiç gün doğmamış, hiç sabah olmamış gibi...
Geçmemiş gibi içimizdeki gecenin koyuluğunun izi...

Nerede evin o nergis çiceği kokan, ay gibi doğanı,
Yuvanın sıcacık kucağı, tüy ruhlu kadınlar...
Peki nerede eve geldiğinde tüm evin kapıya koşuştuğu,
Eli boş gelmeye utanan, yükünü ayakkabısıyla birlikte kapıda çıkaran o dağ ruhlu erkekler...
Nerede kaybettik babaya hürmeti...
Çok mu gördük anneye saygı göstermeyi...
Belki de bir yerlerde unuttuk büyüklerimizin hâtıralarını dinlemeyi.
Aramıyoruz artık sofrada misafiri.
Hâttâ sofrayı bile aramıyoruz, herkesin elinde bir tepsi.
Farketmiyor babanın sandalyesi ya da annenin üzülmesi...
Yok zaten ne evimizin bir hikâyesi, ne de komşu teyzenin bize uzattığı tenceresi...
Yok artık, ne tatlı tatlı çalan kapı zili, ne de mahalle kandilleşmeleri...
Dedenin atalığı, ninenin toprak kokan teni...
Çabuk unuttuk, el uzatmayı, sarılmayı, kardeşliği...
Kardeşimizi kayırdılar zaten hep bizim, haksızlık yaptılar.
Evet evet, kıyas makası kesti kardeş göbeklerini.
Gurur duymuyoruz eskisi gibi.
Çünkü bir hile yahut bir noksan olduğuna eminiz başarılı olunduğunda sanki.

Tabii mutlaka bir yerlerde “adamın” olacak değil mi bu hayatta...
Önce manevi anahtarları kaybettik, kaldık kapıda,
Sonra masumiyeti düşürdük, bindiğimiz metroda.

Ve ağlamayı özledik.
Ne oldu sahi, biz ağlamıyoruz da eskisi gibi...
Sarılırdık ya hani acı çekerken dostumuza,
Zor gününde yanında olurduk, onun derdiyle biz de yoğrulurduk...
Hatırlamadın mı? Babası vefat etmişti geçenlerde
. “Başın sağolsun canım” diye paylaştın ya sosyal medyanda.
O dostun işte...
Geçip gidiyor farkındayım, öyle de böyle de...

Dur! Dinle...
İnliyor, tırmalıyor ruhun, aç bir kedi gibi eteklerinde.
Bir damla huzur ver, biraz saygı doğra, sevgi de serp üzerine.
Kes boynundaki şarj kablosunu,
Bağla Yaradan’la onu.
Şifa ol kendine, ailene, yuvana.
Çıkar odalarından çocukları, oyunlarından eksik kalmazlar korkma.
Eksik olmasın yeter ki aile bağları.
Aç pencereni, ezan sesi girsin içeri.
Gülümse şimdi.
Bugün yeniden başla.
Zaten O, hep bekliyor seni.
Tekrar yeşert umudunu, geç değil.
Sensin kıvılcım.
Seninle değişecek her şey söz!
Ara şimdi anneni ya da git öp toprağını;
“İyileşiyorum anne”de, “Ruhumu iyileştiriyorum.”

“Rabbin sana veda etmedi ve darılmadı!
Ve kesinlikle senin için sonu önünden daha hayırlıdır.
İleride Rabbin sana verecek de hoşnut olacaksın!
O, seni bir yetim iken barındırmadı mı?
Seni, yol bilmez iken yola koymadı mı?
Seni bir yoksul iken zengin etmedi mi?
Öyle ise, sakın yetime kahretme!
El açıp isteyeni de azarlama!
Fakat Rabbinin nimetini anlat da anlat”

- DUHA

Etiketler: Bütüncül Şifa, Blog, İlim
Kasım 29, 2021
Listeye dön