Yarım Bırakmak

Yarım Bırakmak

Dikişe heveslendiniz, yeni bir makine, kumaşlar, iplikler aldınız ve geçtiniz dikiş makinesinin başına... Çocuğunuza kazak örmek istediniz, aldınız elinize şişleri, Selanikti, hareşoydu, birkaç tur döndürdünüz elinizde... Yahut resim sevdalısısınız, akrilik boya tablo yapmaya koyuldunuz... Bir gün, iki gün, bir hafta devam ettiniz; bir süre sonra biçkisi yapılmış ama dikilmeyi bekleyen bir etek, yanlış ilmek atıldığı için kenarı sökülmüş bir örgü, fırçayı elinize alıp devam etmediğiniz bir tablo kaldı ortada...

Farkında değilsiniz belki ama başladığınız her şey yarım kalmış... İşte bunun bir anlamı var. Bunların her biri belki bir bez çantanın içinde, belki bir dolap rafında, belki de baza altlarında beklerler. Neyi mi beklerler? Tamamlanmayı.

Siz ise paralel süreçte bu uğraşlarınızın sizi beklediğini bilmeden başka şeylere hazırlanmaya başlarsınız. Önemli bir sınav da olabilir bu, evlilik hazırlıkları da... Ancak hazırlandığınız şey, her ne ise, o bir türlü tamamlanamaz yani süreci bitmez. Devam etmeye çalışsa da sonlanmaz. Sonra bir gün, o hazırlandığınız şeyden vazgeçip, başka bir şeyle uğraşmaya başlarsınız. Mesela “Nasıl olsa sınavı kazanamayacağım, bari gireyim bir işe çalışayım” dersiniz. Hasbelkader girersiniz bir işe. Size sigorta yapacaklarını söyleyip, yapmazlar ya da önce performansınızı görüp, üç ay sonra istediğiniz pozisyona geçireceklerini söylerler. Yani vaatler vaatler... Ve hiçbiri olmaz. O süreler dolar, müddetler geçer, sözlerde durulmaz, aksilikler çıkar, ihmaller olur... O zaman da dersiniz ki “Ben en iyisi kendim bir şeyler yapayım. Satışla uğraşayım mesela” diye düşünürsünüz. İnternet sitesine ürünler koyar, satışa başlarsınız ama orayı da ihmal edersiniz, birkaç kişi alır, sonra tedarikte sıkıntı olur, vaktiniz olmaz, müşterilerle uğraşmak zor gelir... Orayı da ihmal etmeye başlarsınız.

Ve dersiniz ki “Bu işte bir iş var. Ne yapsam olmuyor. İşlerim bir türlü rast gitmiyor, neye elimi atsam orada bir aksilik çıkıyor.” Allah Allah neden acaba?

Çok mu düşmanınız var, yine nazara mı geldiniz, çevrenizdekiler hep kem göz değil mi...

Şöyle bir gerçek var: Hakikate talip olana kadar sahteliklerle mücadele edeceksiniz.

Burada yapmanız gereken ne biliyor musunuz? Gidip o bazayı kaldırın, dolaptaki rafa itelediğiniz kutuya bakın, bez çantayı elinize alın. Yarım bıraktığınız örgü, yarım bıraktığınız tablo, yarım bıraktığınız dikiş... İşte onların hepsi sizi bekliyor, tamamlanmak için. Siz de oturup hepsini bir güzel tamamlayacaksınız. Bu tamamlanma gerçekleşince geriye kalan diğer şeyler tıpkı bir zincir gibi tek tek toparlanmaya başlayacak; kader döngüsünde yarım kalanlar, bunun etrafında dönüp tamamlanacak. Bu yüzden küçük eşyaların büyük ruhları vardır.

Peygamber Efendimizden (SAV) bir örnek verelim. O genellikle küçük şeylere büyük değerler vermiştir. Yerden bir çöp kaldırmak, mescidi temiz tutmak, yoldan bir taşı almak gibi... O’nun “Peygamber olmasaydım, su dağıtırdım” demesi, beslediği kuşu ölmüş bir çocuğu ziyaret etmesi, küçük gibi gözüken ama aslında önem taşıyan şeylere verdiği ehemmiyeti gösteriyor bize. Gülümsemenin sadaka olması da buna bir örnek...

Yerden kaldırdığınız her çöp, belki bedensel yanlışlarınız, zihinsel hatalarınız, belki ağırlıklarınız, yükleriniz, belki de sizin toplayamadıklarınız... Erteledikleriniz.... Bilmeden veya bilerek yaptığınız her şey... Yerden sadece çöp kaldırmakla kalmıyorsunuz aslında, önemli olan bunun mânâsını anlayabilmek... Çünkü yere attıklarınızın da, yerden kaldırdıklarınızın da, tamamlamadıklarınızın da sizin kader döngünüzde bir ruhu var.

Bizler ne yazık ki birçok şeye sevap günah gözüyle baktığımız veya büyük sevap, küçük sevap diye ayrım yaptığımız için bazı konuları anlamakta güçlük çekiyoruz.

Kurban kesen birinin yere çöp attığını veya önündeki çöpü kaldırmadığını görüyoruz en basitinden örneğin... Çünkü kurbanın sevabı, çöpü kaldırmaktan daha büyük (!), ona göre... Oysa bilmiyor, o küçücük gördüğü çöp veya tamamlamdığı herhangi bir iş, onun kader döngüsünde nasıl da büyüyor...

Bu yüzden küçük büyük diye bir şey yok aslında.

Küçük büyük diye bir şey yok.

Az, aslında çok...

Şimdi bir şeyleri yarım bırakmanın hayatımızdaki etkisinin farkında mısınız?

Etiketler: Yarım Bırakmak
Temmuz 24, 2023
Listeye dön