SINIR ÇİZMEK VE SAYGI

SINIR ÇİZMEK VE SAYGI

İnsanların birlikte yaşamaları, onların birbirine dikkatli ve ölçülü davranmalarını gerektirmektedir. Bu sebeple gerek evrensel etik ilkeler içerisinde, gerekse İslam’da yer alan saygı, insanlar için oldukça önem arz eden bir konudur. Ancak son zamanlarda bu değerin kişiler arası ilişkilerde göz ardı edilmesi, insanların yaşam alanlarında sıkıntıya sebep olmaktadır. Halbuki insanların yaşam alanları içerisinde birbirlerine karşı sınırlarını bilmeleri, onların daha istenir bir hayat sürmelerine vesile olabilir.

Çevrenize baktığınızda insanların hoş olan davranışlarının yanında,  tasvip edilmeyen davranışlarının da olduğunu fark edebilirsiniz. Peki, neden sergilenen bu davranışların bazıları iyi ve hoş olarak kabul edilirken, bazıları hoş olmayan davranışlar olarak kabul edilir?  Başkalarıyla iyi geçinen, merhametli olan, sözünde duran, yardım eden insanlara saygı duyulurken; başkasının sözünü kesen, çevreyi kirleten, yaşlılara toplu taşıma araçlarında yer vermeyen kişilerden ise olabildiğince uzak durulmaya çalışılır ve bu davranışlarda bulunanlar, olumsuz davranışlara maruz kalanlar tarafından saygısızlıkla suçlanırlar.

Saygı kavramı, insanlar tarafından farklı biçimlerde ele alınsa da değeri, üstünlüğü, faydası, kutsallığı gibi sebeplerden dolayı önemlidir. Ancak çoğumuz sınır çizmek ile saygılı olmayı birbirinden çok farklı tutum ve davranışlarmış gibi algılamaktayız. Oysa sınır çizmenin içinde saygı, saygının içinde ise sınır çizmek gizlidir.

Saygı kelimesinin Arapça’daki karşılığı “harame” kökünden gelen ve “sınırlı alan, yasaklı bölge” manasında kullanılan ihtiram sözcüğüdür.  Aynı kökten gelen bir diğer kelime ise kadın anlamına gelen harim’dir. Çünkü kadınlar sınırlı ve yasaklı bölge gibidir, korunması gerekir, herkesin temas edemediği konumda olduğu için bir anlamda dokunulmazdır. Buradan hareket edersek ihtiram, sınırlı, yasaklı ve dokunulmaz olan alana girmemek demektir. Dolayısıyla birisi için “ihtiram göstermen gerekir” diyorsak, onun sınırlarını fark etmemiz, o yasaklı bölgeye girmememiz ve tüm bunları biliyor olmamız gerekir.

Şimdi durup düşünün ve kendinize sorun: Sizin yasaklı bölgeniz var mı? Sizin, başkalarının müdahale edemeyeceği ihtiram sınırlarınız neler? Eğer ihtiram sınırlarınız yoksa karşı tarafın size saygı duymasını beklemeniz anlamsız olur. Çünkü karşı tarafa saygı göstermesi gereken kısmı, ona öğretecek olan sizsiniz. Öyleyse önce sınırlarınızı belirlemeniz gerekir. Siz, hangi sınırları çizdiğinizi göstermezseniz, karşı taraf nerenin  yasaklı bölge olduğunu bilemez.

Örneğin normalde evinizin bahçesinde bulunması gereken bir kişinin, yatak odanıza kadar girmesine müsade ederseniz, bu kişi sizin mahremiyetinizi dışarıda anlattığı zaman, ‘Bunu nasıl bana yapar?’ deme hakkınız da olmaz.  Çünkü bu sınırları belirleyen, sizsiniz ve saygı çerçevesini de yine kendiniz belirlersiniz.

Bir süre sonra siz ihtiram alanınızı karşı tarafa açtıkça, onun gözünde değersizleşmeye başlarsınız. İyi niyetle de yapsanız karşı tarafa sınırlarınızı açmak demek, ihtiram alanlarınızı kaldırmak demektir.

İhtiram ile benzer anlamı olan ve aynı sonuca varan bir diğer kavram, saygıdır. Saygı, say kökünden türemiştir; sayı saymaktan gelir. Bir şey somut olarak varsa onu sayabilirsiniz, yoksa onu sayamazsınız. Ayrıca birine saygı duymak, onun her yaptığını onayladığınız anlamına gelmez. Örneğin sizinle aynı fikirde olmayan birine saygı göstererek,  onu sadece “var” saymış olursunuz, onaylamış olmazsınız. Diğer bir deyişle saymadığınız, saygı duymadığınız kişiye bir anlamda “Sen benim için yoksun” mesajı verirsiniz.  Çünkü hiç kimse mutlak iyi ve mutlak kötü değildir.

İnsanoğlu, fıtrat itibariyle sınırları olanı sevip saymakta ve sınırları olanı ciddiye almaktadır. Dolayısıyla saygı, var saymak; saygısızlık ise yok saymaktır.

 

Zeynep Işık Büyükbay

Etiketler: Bütüncül Şifa, sınır, saygı
Ekim 17, 2022
Listeye dön