“VAR” OLMAK İÇİN FAYDANI ARTTIR

“VAR” OLMAK İÇİN FAYDANI ARTTIR

 

“VAR” OLMAK İÇİN FAYDANI ARTTIR

Varlık ve yokluk... Mahiyetlerini hiç düşündünüz mü?...

Hiç bir şey sonunda kaybolup yok olsun diye yaratılmamıştır. Yaratılan mahlukatın varlıklarını sürdürmeleri, bir nevi bekâdır. Dünyadaki vazifesini yapıp, bu dünyadan ayrılma vakti geldiğinde de yine yokluğa gitmiş olmaz.

Allah’ın varlığı gibi kudreti ve diğer sıfatları da ezelidir. Allahû Teâlâ, mahlûkatı yaratmayı irade ettiğinde kudretiyle onları var etmektedir. Bu var etme ise yoktan değildir, yâni “yokluk” diye hayali bir şey düşünüp eşyanın ondan yapıldığını vehmetmek doğru olmaz. Eşyanın yoktan yaratılması,  “yok iken var edilmeleri” manasınadır.

Yaratılan eşya da yokluktan gelmiyor; Allah’ın ilminde nasıl takdir edilmişlerse o şekilde varlık âlemine geçiyorlar. O halde, şu gördüğümüz ve bildiğimiz eşya, henüz yok iken de Allah’ın ilminde var idiler. Ve O’nun kudretiyle yaratılıp varlıklarını bu âlemde devam ettirdiler.

Varlık ve mevcudat... Varlık ve mevcudiyet...

Varlık kelimesi; mevcudun eş anlamlısıdır. Varlık köken olarak Türkçe bir kelime iken, mevcud Arapça bir kelimedir.  Mevcudat ise kelime olarak var olan her şey, kâinat ve yaratılmış şeyler anlamına gelir. Mevcudat ile varlık arasında şöyle bir fark vardır: Bir şeyin var olabilmesi için, onun eksikliğinin fark edilmesi, o şeyin işlevinin önemiyle ilgilidir.

Örneğin bizler yaratıldığımızda mevcuduz. Allahû Teâlâ, bizden “var olmamızı” istemektedir. Hayvanlar ve bitkiler de varlık yolculuğundadır. Mesela bir bitki fark edildiği anda var olur. Onu fark ettikten sonra faydalarını düşünür, işlevsel hale getirirsiniz.

İnsan da böyledir. Kendinize bir işlev yüklemediğiniz sürece mevcudat boyutunda olursunuz. Bir insan ne kadar sorumluluklarından kaçar, şikâyet ederse, tüm suçu dış dünyaya atarsa mevcudat boyutunu kutsallaştırır ve varlık boyutuna geçemez. İnsan, işlevselliğini ve faydasını artırdığında gerçek anlamda “var” olur.

İşlevselliği ve faydası olmayan insanda şikâyet artar. Sizin kendinize ait alanlarınız oldukça, kendinize ait vaktiniz oldukça, meşguliyetleriniz oldukça “var” olursunuz. Seviye atlamamız için kendimizi ekstra çabaya sokmalı, bir şeylere fayda sağlamak zorundayız, üretmek zorundayız. Böylelikle “var” oluruz. Ve ilmin kapıları “var olan” lara açılmaya başlar.

Meselâ, bir cümleyi zihnimizde evvela şekillendiririz. Böylece o cümle “var” olur ve bizim ilmimizde varlığını devam ettirir. Ancak, bu cümlenin taşıdığı mânâyı başka insanlara aktarmayı istediğimizde onu yazarız veyahut konuşuruz. Böylece cümlemiz ilim dairesinden kudret dairesine geçmiş olur.

İnsan, kendisindeki cevheri fark ettiğinde, başka cevherleri de görmeye başlar... Faydasını ve işlevini artırıp “var” oldukça ilmin kapısından içeri girer.

Zeynep Işık

 

 

Etiketler: #fayda #yarar #amaç #işlev #varolmak #varlık #yokluk
Şubat 21, 2024
Listeye dön